Arkeoloji severlerin mutlaka görmesi gereken yerler
Medeniyetler Beşiği olan Anadolu’nun her köşesinde farklı uygarlıkların ve bambaşka geleneklerin izlerine rastlamak mümkün. Neredeyse kaldırılan her taşın altında başka bir medeniyetin sırlarını saklayan Türkiye, batısından doğusuna ve kuzeyinden güneyine oldukça zengin bir arkeolojik çeşitliliğine sahip. Bu nedenle tarihe yeniden tanıklık etmek ve onu daha yakından tanımak isteyenler için en elverişli lokasyonlardan biri. Saymakla bitmeyen ve her biri şaşırtıcı derecede farklı olan Türkiye arkeoloji rotalarından hangisi tercih edeceğinizi bilmiyorsanız, sizin için harika önerilerimiz var!
Göbeklitepe- Şanlıurfa
Göbeklitepe, arkeolojiye ve insanlık tarihine bakışı büyük ölçüde değiştiren, son yılların en büyük keşiflerinden biri. Kabaca her birinin ağırlığı 40 tonu bulan, büyüklü küçüklü taşlardan ve 20 adet tapınaktan oluşan Göbeklitepe, dünya üzerinde bilinen en eski kült ibadet merkezi. Hatta Göbeklitepe’nin keşfine kadar bu unvan İngiltere’deki Stonehenge’e aitti fakat ondan yaklaşık 7.000 yıl önce inşa edildiği anlaşılan Göbeklitepe’nin keşfiyle birlikte; akademisyenlerin, arkeologların ve tarihçilerin geçmişi yorumlama şekli bir anda değişti. Yaklaşık 12.000 yıllık yaşıyla piramitlerden binlerce yıl eski olan Göbeklitepe, yerleşik hayata geçişin, buğday kullanımının ve tarımın ilk izlerini barındırıyor. Ayrıca dinler tarihinin başlangıcına işaret ediyor. Bu özellikleri ve henüz keşfedilmemiş sırları ile UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne adını altın harflerle yazdıran Göbeklitepe’nin, Türkiye’deki açık ara en önemli arkeolojik yerleşke olduğu söylenebilir.
Çatalhöyük- Konya
9.000 yıllık bir kültürel miras olan Çatalhöyük, insanlık tarihinin en eski ve en kalabalık kentlerinden biri. Döneminde 8 bin kişiye ev sahipliği yaptığı düşünülen Çatalhöyük, Neolitik ve Kalkolitik çağlardan izler taşıyan kompleks bir yaşam alanı. Ayrıca benzer özelliklere sahip yerleşim bölgelerinden farklı olarak köy boyutunu aşarak kentleşme evresine geçen ilk bölge konumunda. Bu nedenle keşfedildiği 1950’li yıllardan beri dünyanın en popüler lokasyonlarından biri olarak geçiyor ve 2012’den beri UNESCO tarafından korunuyor. İnsanlık tarihindeki önemli sosyal değişikliklere tanıklık eden Çatalhöyük; bitişik nizamla inşa edilmiş ve penceresiz, kapısız, çatıdan giriş yapılan özel mimariyi görmek için ziyaret edilmesi gereken farklı bir kazı alanı.
Efes- İzmir
Çağının en önemli ticaret ve politik merkezi olan Efes, günümüze kadar en iyi şekilde korunmayı başaran ve hala aktif olarak kullanılan gösterişli bir antik kent. Geçmişi Cilalı Taş Devri’ne kadar uzanan Efes; içindeki Celsus Kütüphanesi, Artemis Tapınağı ve günümüzde çeşitli opera, bale ve sanat aktivitelerine ev sahipliği yapan açık hava tiyatrosu ile tatil rotalarına eklenmesi gereken bölgelerden. Üstelik kendi döneminde Hristiyanlığın yayılmasında özel bir role sahip olması nedeniyle dünya genelinden en çok ziyaretçi alan antik kentlerden biri.
Zeugma- Gaziantep
Zeugma, aradaki kilometre ve dönem farkına rağmen, benzer mimarinin Türkiye’de sadece Efes’te gözlendiği bir antik kent. Bu antik kentin esas önemi ise sadece küçük bir kısmı gün yüzüne çıkarılmış olan benzersiz mozaikler. Roma Villa tipinin görüldüğü nadir bölgelerden olan Zeugma’daki yamaç villalar, tabanlarındaki rengarenk mozaiklerle birlikte oldukça zengin bir kültürel mirasa sahip. Arkeolojik açıdan büyük önem taşıyan kültür mozaiklerini, inşa edildiği yılın en büyük mozaik müzesi olarak adlandırılan Zeugma Mozaik Müzesi’nde inceleyebilirsiniz.
Nemrut Dağı- Adıyaman
Nemrut Dağı, harika gün doğumu ve gün batımı manzaralarının yanı sıra Kommagene Uygarlığından kaldığı düşünülen ve geçmişi M.Ö. 1. yüzyıla kadar uzanan devasa kafa heykelleriyle ünlü bir antik kente ev sahipliği yapıyor. Gizemi hala çözülememiş, Yunan ve Pers tanrılarına ait pek çok heykelin bulunduğu kent, yerden 2000 metre yükseklikteki doğu ve kuzey teraslarında konumlanmış durumda. Büyüleyici manzarası, mistik heykelleri ve çözülmemiş gizemleri ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren bu kent de arkeoloji meraklılarının ziyaret etmesi gereken en önemli lokasyonlardan.
Türkiye’de gezip görebileceğiniz arkeolojik alanlar sadece bunlarla sınırlı değil, dolayısıyla yukarıdaki popüler bölgelere doğru bir yolculuğa çıkarken, sayısız çeşitlilikte antik kente ve kalıntıya rastlamanız çok olası!